
Fotoğraf: James NACHTWEY
Yazı: Özgür ATAK
Yazı: Özgür ATAK
Bu fotoğraf, Hutu Ölüm Kamplarından kurtarılmış bir gencin fotoğrafıdır. Hutu’lar Tutsi'lere karşı bir soy kırım başlatmıştı. Kamplarda insanları toplu halde öldürüyor, aç bırakıyor, işkence uyguluyor, tecavüz ediyorlardı. Kendisi de bir Hutu olan fakat soykırıma karşı çıkan bu genç adam da Tutsi’lerle aynı muameleye maruz bırakıldı.
1900’ün başında bölgedeki yetkiyi devralan Belçika, ülke kaynaklarını kontrol altında tutabilmek için yılardan beri hiçbir ayrım gözetmeden yaşayan iki kabileyi birbirine düşman eden, ırka dayalı, ayrıcalıklı biri uygulama başlattı. Nüfusun sadece %9’unu oluşturan Tutsiler, %90’lık Hutular’dan daha ayrıcalıklı kılındı. Bu durum ister istemez gerilime ve çatışmaya neden oldu. İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesinden sonra bağımsızlığını kazanan Ruanda’da seçimle iktidara gelen PARMEHUTU (Hutu Özgürlük Hareketi) binlerce Tutsi’nin öldürülmesine ve yurt dışına kaçmasına sebep oldu. Daha sonra darbeyle iktidara gelen başka bir Hutu, Juvénal Habyarimana, durumu daha da kötüleştirdi. Doksanların başına gelindiğinde yurt dışındaki Tutsiler’in sayısı yarım milyona ulaşmıştı. Raunda Yurtseverler Birliği adı altında ülkeye dönüp hükümete karşı silahlı mücadele başlattılar. 1992’de yapılan geçici ateşkes anlaşması sırasında Hutular, Interahamwe adlı bir örgütle ülkedeki tüm Tutsi'leri ve hatta ılımlı Hutu'ları fişlediler. Daha sonra başta Çin olmak üzere bir dizi ülkeden aldıkları satırlarla “böcek avına” başladılar.
6 Nisan 1994’te bir Hutu olan devlet başkanının uçağı düşürüldü. Çıkan karışıklıkla tüm fişlenenler teker teker kesilmeye başlandı. Soykırım sırasında insanların başları kolay kesilemediğinden, yorulan Hutular, Tutsiler’in kaçmasını önlemek için önce ayak bileklerini kesiyor daha sonra işlerine devam ediyorlardı.
İlginçtir; katliamlara şahit olan bölgedeki Kanada ordusuna bağlı bir komutan, bizzat Birleşmiş Milletler Sekreteri Kofi Annan'ı arayarak katliamı bildirmiş ve ne yapılması gerektiğini sormuş olmasına rağmen müdahale etmemesi emrini almış… Batılı ülkelerin tamamı bir dizi bahaneyle olayı görmezden gelmişti.
Raunda Yurtseverler Birliği’nin ülkeye girmesiyle savaş dengelenmiş ve bir milyona yakın insanın ölümü milyonlarca insanın göçüyle son bulmuştu.
Dünyanın en ünlü savaş muhabirlerinden James Nachtwey bu fotoğrafı için “Umarım insanlar bu sahneyi görüp hemen değiştirmezler ve hikâyesini anlamak için bağlanıp kalırlar.” diyor. Bu ve buna benzer çalışmaların bölgede yaşanan olayların çarpıcı biçimde anlaşılması hatta insanların maruz kaldığı acılara karşı bir şeyler yapılması için harekete geçirici etkiye sahip olmasını istiyor fotoğrafçı.
ALLAH bu masum insanları birbirine düşüren e iç savaş çıkmasına sebep olan kişilerin belasını versin yüreğim dayanmıyor yabancı ülkenin bu kadar acımasız bir oyunu olduğu için o ölen masum camların ahları bu dünyada ciksin bizler yediğimiz yemeği giydiğini kıyafetleri beğenmiyorum yeri geliyor oysa ne zor günler geçiren ne kötü olaylar yaşıyan insanlar var RABBIM bir daha böyle bir vahşet yasatmasin ruanda bölgesine ve ülkemize çok uzuluyorum söylenecek o kadar çok şey varki ama sözün bittiği insanlığın öldüğü bir dünyadayız ruanda vahşetininvahşetinin resimlerine bile bakınca ağlıyorum hala bu dünyayı cehenneme çeviren biz insanlarız hayvanlar kadar merhametli bile olamamış insanoğlu
YanıtlaSilALLAH bu masum insanları birbirine düşüren e iç savaş çıkmasına sebep olan kişilerin belasını versin yüreğim dayanmıyor yabancı ülkenin bu kadar acımasız bir oyunu olduğu için o ölen masum camların ahları bu dünyada ciksin bizler yediğimiz yemeği giydiğini kıyafetleri beğenmiyorum yeri geliyor oysa ne zor günler geçiren ne kötü olaylar yaşıyan insanlar var RABBIM bir daha böyle bir vahşet yasatmasin ruanda bölgesine ve ülkemize çok uzuluyorum söylenecek o kadar çok şey varki ama sözün bittiği insanlığın öldüğü bir dünyadayız ruanda vahşetininvahşetinin resimlerine bile bakınca ağlıyorum hala bu dünyayı cehenneme çeviren biz insanlarız hayvanlar kadar merhametli bile olamamış insanoğlu 😢😢😢😢
YanıtlaSil