15 Eylül 2009 Salı

IWO JIMA'DA YUKSELEN BAYRAK



Fotoğraf: Joe ROSENTHAL
Yazı: Özgür ATAK




Bir başka Rusya'lı Yahudi ailenin çocuğu olan Joseph Rosenthal 23 Şubat 1945 öğle saatlerinde Iwo Jima'ya yaptığı rutin ziyareti sırasında Suribachi dağının tepesine Amerikan bayrağının dikileceğini öğrenince Graflex yapımı Speed Graphic (basın kamerası olarak da bilinir) makinesini kapıp aceleyle askerlerin yanına koşar. O henüz gelmişken askerler bayrağı neredeyse dikmek üzeredirler. O sırada bir diğer grup asker ise daha ufak bir başka bayrağı hazırlar ve onu da diker. Rosenthal iki bayrağı da fotoğraflar ama ikincisinde karar kılar. Ve Amerikan cephesinde, propaganda da kullanılacak bu ikonik fotoğrafı elde eder. Suribachi Dağı`nda, 20 bin kadar Japon ve 6 bin kadar ABD askerinin öldüğü savaş alanında, ABD bayrağını dikmeye çalışan 4 ABD`li deniz piyadesini gösteren bu kare, 1954`te ABD deniz piyadeleri anısında Washington`da inşa edilen anıtta model olarak kullanılmıştı.



Yıllar sonra bir röportajında "Ben fotoğrafı çektim, askerler Iwo Jima'yı aldı." diyecekti. Ve aynı yıl bu fotoğrafıyla Pulitzer ödülü alır. Fotoğraf gazetelerde yayınlandıktan sonra bir anda ünlenen Rosenthal bu karenin bir çok yerde kullanılmasını sağladı. Posta pullarında, ressamların yapacakları resimlerde model olarak, kimi sinema filmlerinde sahne modeli olarak... 1945'in sonunda AP'den ayrılan fotoğrafçı, 35 yıl boyunca San Francisco Günlükleri'nde çalıştı.
Bu kareden yola çıkılarak bir de film çevrildi. Clint Eastwood'un yönetmenliğini yaptığı Atalarımızın Bayrağı.




Bu fotoğraf hakkında da kompozisyonun kurmaca olduğu yönünde şaibeler ortaya atıldı. Yıllarca da tartışıldı. Aslında yine zaferi simgeleyen bir propaganda aracı olarak kullanılan bir kare.

13 Eylül 2009 Pazar

REICHTAG'IN ÜZERİNDE KIZIL BAYRAK



Fotoğraf: Yevgeny KHALDEI

Yazı: Özgür ATAK


Basın fotoğrafçısı olarak 19 yaşında Sovyet Haber Ajansı TASS'ta çalışmaya başlayan fotoğrafçı, mesleki hayatında bir çok tarihsel dönüm noktasında fotoğraf makinesiyle hazır bekliyordu. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'nda çektiği fotoğraflarla dönemin en önemli fotoğrafçılarından biri oldu. TASS'taki görevine 1949 yılına kadar devam eden Khaldei, on yıllık serbest çalışma hayatından sonra 1959'da Pravda'da yeniden işe başlar, ta ki 1970'te emekli olana kadar.


1941-46 yılları arasında aynı zamanda Kızıl Ordu fotoğrafçısı olarak da çalışıyordu. Reichtag'ın üstündeki bayrak fotoğrafı hem dönemin hem de kendisinin en ünlü fotoğrafıdır. 13 Mayıs 1945'te Ogonjok dergisinde yayınlanan bu fotoğraf aslında tekrarlanan bir sahnedir.
Sovyet orduları binlerce kayıp vermesine karşın Nazi güçlerini püskürtmeyi başarmış ve Berlin'de büyük ölçüde kontrolü ele geçirmişti. Ve sonunda 30 Nisan'da saat 22.40'ta Reichtag'ın tepesine Sovyet bayrağı dikilir. Fakat ne yazık ki Khaldei orada olmasına rağmen hem durumu son anda yakalaması hem de havanın tamamen karanlık olması nedeniyle bu anı gerektiği şekilde görüntüleyememişti. Zaten ertesi gün bayrak bir Nazi askeri tarafından indirilir. Nihayet 2 Mayıs günü Georgian Meliton Kantaria isimli askerin yardımıyla kompozisyon bir kere daha oluşturulur ve fondaki dumanların da etkisiyle daha uygun bir ışık şartında bu tarihi olay yeniden fotoğraflanır.


Fotoğrafçının, hele ki haber peşinde koşan bir fotoğrafçının asıl işinin tarihe tanıklık etmek olduğunu gösteren belki de en önemli olaylardan biridir. Kuşkusuz Khaldei'nin bu kareyi çekmekteki ısrarı, Sovyet propagandasına hizmet etme çabasıdır. Fakat zaten gerçekleşmiş ve fotoğrafçı orada olmasa da yeniden gerçekleştirilecek bir olayın, üstelik insanlığın gördüğü en büyük vahşetin bitişini simgeleyen bir olayın belgelenmesi; burada ki en önemli noktadır.


Her ne kadar Yahudi bir aileden gelse de, aslen, Sovyetler Birliği'nin 22 milyon kayıpla, insanlığın önündeki felakete dur demesini önemseyen bir Kızıl Ordu fotoğrafçısı olarak bu sahneyi fotoğraflamıştı. Kendisinin fotoğraf tarihinde "Rus Capa" olarak anılması boşuna değildir.

11 Eylül 2009 Cuma

ALLENDE ALLENDE



Fotoğraf: Luis Orlando LAGOS VASQUES

Yazı: Özgür ATAK





Tarihteki ilk ve tek örnek olan, seçimle iktidara gelen Şili'li Marksist başkan Allende 11 Eylül 1973'de General Pinochet önderliğindeki silahlı kuvvetlerin yönetime el koymasıyla iktidardan alındı. Önce Şili hava kuvvetleri başkanlık sarayı La Moneda'yı bombaladı, daha sonra ise kara birlikleri saraya girdi. Darbe sırasında sosyalist başkan Salvador Allende öldü.



Fotoğraf, çatışmalar sürerken Allende'yi başkanlık sarayında taraftarları ile birlikteyken gösteriyor. The New York Times'ın Latin Amerika sorumlusu, Marvine Howe, fotoğrafçının bir aracı yardımıyla fotoğrafı kendilerine ulaştırdığını ve isminin açıklanmasını istemediğini belirtiyor.






Şubat 2007'de bir Şili gazetesi olan La Nacion yaptığı açıklamada; bu ikonik fotoğrafı çeken kişinin, o dönem başkanlık sarayı La Moneda'nın resmi fotoğrafçısı, Luis Orlando Lagos Vásquez olduğunu belirtti...




Bu kare Allende'nin hayattayken çekilmiş son fotoğrafı. Elinde otomatik tüfek olması direnirken öldüğünü gösteriyor.






Allende hükümetinden sonra iktidarı ele alan Pinochet cuntası uzun yıllar binlerce insanın kaybolmasına, işkenceyle ölmesine ve idam edilmesine sebep oldu. Enflasyon hiç düşmedi ve açlık tehlikesi ülkeyi uzun süre esir aldı.

8 Eylül 2009 Salı

NANİK !!!

Fotoğraf: Nikolai VLASIK
Yazı: Özgür ATAK




Sovyetler Birliği'nin efsane lideri Stalin’in; daha sonra damadı da olan koruması Lt. Gen. Nikolai Vlasik tarafından 1952' de çekilen bu fotoğraf, bir devlet adamının göz önünde olmadığı zamanlarına dair bilgi veriyor.



Yıllarca Batı’ya “nanik” yapan Stalin ve Sovyetler Birliği halen milyonlarca insan tarafından özlemle anılıyor.