13 Eylül 2009 Pazar

REICHTAG'IN ÜZERİNDE KIZIL BAYRAK



Fotoğraf: Yevgeny KHALDEI

Yazı: Özgür ATAK


Basın fotoğrafçısı olarak 19 yaşında Sovyet Haber Ajansı TASS'ta çalışmaya başlayan fotoğrafçı, mesleki hayatında bir çok tarihsel dönüm noktasında fotoğraf makinesiyle hazır bekliyordu. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'nda çektiği fotoğraflarla dönemin en önemli fotoğrafçılarından biri oldu. TASS'taki görevine 1949 yılına kadar devam eden Khaldei, on yıllık serbest çalışma hayatından sonra 1959'da Pravda'da yeniden işe başlar, ta ki 1970'te emekli olana kadar.


1941-46 yılları arasında aynı zamanda Kızıl Ordu fotoğrafçısı olarak da çalışıyordu. Reichtag'ın üstündeki bayrak fotoğrafı hem dönemin hem de kendisinin en ünlü fotoğrafıdır. 13 Mayıs 1945'te Ogonjok dergisinde yayınlanan bu fotoğraf aslında tekrarlanan bir sahnedir.
Sovyet orduları binlerce kayıp vermesine karşın Nazi güçlerini püskürtmeyi başarmış ve Berlin'de büyük ölçüde kontrolü ele geçirmişti. Ve sonunda 30 Nisan'da saat 22.40'ta Reichtag'ın tepesine Sovyet bayrağı dikilir. Fakat ne yazık ki Khaldei orada olmasına rağmen hem durumu son anda yakalaması hem de havanın tamamen karanlık olması nedeniyle bu anı gerektiği şekilde görüntüleyememişti. Zaten ertesi gün bayrak bir Nazi askeri tarafından indirilir. Nihayet 2 Mayıs günü Georgian Meliton Kantaria isimli askerin yardımıyla kompozisyon bir kere daha oluşturulur ve fondaki dumanların da etkisiyle daha uygun bir ışık şartında bu tarihi olay yeniden fotoğraflanır.


Fotoğrafçının, hele ki haber peşinde koşan bir fotoğrafçının asıl işinin tarihe tanıklık etmek olduğunu gösteren belki de en önemli olaylardan biridir. Kuşkusuz Khaldei'nin bu kareyi çekmekteki ısrarı, Sovyet propagandasına hizmet etme çabasıdır. Fakat zaten gerçekleşmiş ve fotoğrafçı orada olmasa da yeniden gerçekleştirilecek bir olayın, üstelik insanlığın gördüğü en büyük vahşetin bitişini simgeleyen bir olayın belgelenmesi; burada ki en önemli noktadır.


Her ne kadar Yahudi bir aileden gelse de, aslen, Sovyetler Birliği'nin 22 milyon kayıpla, insanlığın önündeki felakete dur demesini önemseyen bir Kızıl Ordu fotoğrafçısı olarak bu sahneyi fotoğraflamıştı. Kendisinin fotoğraf tarihinde "Rus Capa" olarak anılması boşuna değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder